Ana içeriğe atla

İslami Takvim


İslami takvim, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Mekke'den, yaklaşık 250 mil daha Kuzey'de bulunan Yesrib'e (daha sonraları Medine) Hicreti, ya da göçü ile başlar. Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke'den, Jülyen takviminde 16 Temmuz 622 (M.S) tarihine isabet eden gün ayrıldı ve yine bu takvimde 22 Temmuz 655 (M.S.)'ye tekabül eden tarihte Medine'ye ulaştı. 

Yaklaşık 17 yıl sonra, farklı bölgeleri arasındaki haberleşmelerde tam bir tarih kayma lüzumunun hissedildiği, hızlı büyüyen bir devletin idaresindeki tatbiki problemlerle yüz yüze gelen ikinci Halife Ömer İbni Hattab, İslami takvimi uygulamaya koydu. 

Yeni takvimin yürürlüğü girmesiyle birlikte, bütün müsjümanların, Medine'ye hicretin yeni bir dönem başlattığı konusundaki hissiyatları da ifadesini buldu. 

Halife Ömer, İslami takvimin Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Mekke'den ayrıldığı günden, yani 16 Temmuz 655 (M.S.), başlatılarak uygulanmasını emretti. Bu tarih İngilizce'de genellikle, Latince (Anno Hegirae: Hicretin olduğu yıl) ifadesinin Ah şeklindeki kısaltmasıyla kullanılır.

İslami yıl, dönüşümlü olarak 30 ve 29 gün süren 12 aydan ibaret kameri yıldır. 

Bu sebeple de güneş yılından daha kısadır ve her 32,5 yıllık devirde bütün aylar yılın bütün mevsimlerinden geçmiş olur. Mesela, İslami takvimin son ayında gerçekleştirilen hac, yaz mevsiminin ortasına gelirse, ancak 16,25 yıl sonra yılın en soğuk mevsiminde gerçekleşecektir ve haccın yaz mevsiminin aynı dönemine gelmesi için bir 16,25 yıl daha geçmelidir. 

İslami takvimi oluşturan 12 ay, Muharrem, Sefer, Rebiulevvel, Rebiulahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce'dir. Buna göre, 16 Temmuz 655 (M.S.) resmi olarak 1. Hicri yılın Muharrem ayının 1. günüdür. İslami takvimde normal yıl 354 gün sürer. 

Fakat kameri yıl tam olarak, 354 gün, 8 saat, 48 dakika, 36 saniyedir ve tam bir kameri ay 29 gün, 12 saat, 44 dakika, 3 saniyedir. 

Astronomik kameri yıldaki 8 saat, 48 dakika, 36 saniyelik bu fark (ki, bu neredeyse günün 11/30'una eşittir.), her otuz yıllık devirde belirli aralıklarla yapılan 11 günlük bir ilave ile dengelenir.

En yaygın olarak kullanılan ilave metodu, her devredeki 2., 5., 7., 10., 13., 16., 18., 21, 24., 26., ve 29. yılları atlamaktır ve buna kebise denir. Fazladan olan gün daima 12. aya, yani normal yılda 29, kebise yılında 30 gün olan Zilhicce'ye eklenir. İslami takvimdeki bir yılın normal mi, yoksa kebise mi olduğuna karar vermek için, yıl 30'a bölünür. 

Kalan 2, 5, 7, 10, 13, 16, 18, 21, 24, 26, veya 29 ise yıl kebisedir ve 355 gün sürer; kalan bu sayılar haricinde bir sayı ise, yıl 354 gün süren normal bir yıldır. Hicri 1400'de, kalan 20'dir ve bu normal bir yıldır. 

Hicri 1406 (kalan: 26) bir kebise yılıdır. İslami takvimde bir gün 24 saattir. Fakat (Hristiyanların takviminde oluğu gibi) gece yarasından değil, gün batımından hemen sonra başladığı kabul edilir. 

Çünkü ayın ilk günü, ayın, gün batımı sırasında gözlenen şekline göre tespit edilir. Neticede İslami takvim ile Hıristiyan takvimi, tam olarak aynı 24 saatlik günü kapsamazlar ve bu fark gözardı edilirse, olayların tarihlenmesinde hatalara sebep olabilir. 

Günümüzde, matematiksel olarak hesaplanmış takvimlerden bol miktarda bulunmasına ve bunların kullanılmasına rağmen, bazı müslümanlar hala eski uygulamayı, yani bir ayın, özellikle de oruç ayı olan Ramazan ve bunu takip eden Şevvaş aylarının, başlangıcını tesbit edebilmek için ayı gözlemektedirler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAMİYET'İN DOĞUŞU

 İSLAMİYET'İN DOĞUŞU Dünyanın Durumu  Arap Yarımadası'nın kuzeyinde Bizans İmparatorluğu, Doğu'da Sasani Devleti, Mısır'da Romalılar, Orta Asya'da Göktürk Devleti, Avrupa'da Kavimler Göçü sonrasında Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştı.   Arap Yarımadası'nın Durumu Arap yarımadası; Uzak Doğu, Afrika ve Akdeniz ülkeleri arasındaki ticaret yolu üzerinde köprü görevi yapmaktaydı. En yaygın din çok tanrılı putperestlikti. Bu dinin en büyük putları olan Lat, Menat, Hubel ve Uzza, Hz. İbrahim'in yapmış olduğu Kabe'de bulunmaktaydı. Arap Yarımadası'nın en önemli bölgesi; Mekke ve Medine'nin de içinde bulunduğu Hicaz bölgesiydi. Mekke'ye V. yüzyıldan itibaren Hz. İsmail soyundan gelen Kureyş Kabilesi hakimdi.  Hz. Muhammed Dönemi  Hz. Muhammed'in Doğuşundan İlk Vahye  Hz. Muhammed 570 yılında Mekke'de dünyaya geldi. 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi. 610 yılında Hz. Cebrail, kendisine Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetlerini getirdi. Ona il...

Hz. Muhammed Dönemi

Hz. Muhammed Dönemi  Hz. Muhammed'in Doğuşundan İlk Vahye  Hz. Muhammed 570 yılında Mekke 'de dünyaya geldi.  25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi.  610 yılında Hz. Cebrail , kendisine Kur'an-ı Kerim 'in ilk ayetlerini getirdi.  Ona ilk inananlar, eşi Hz. Hatice, amcasının oğlu Ali, Mekke'li tüccarlardan Ebubekir ve azat ettiği kölesi Zeyd'di.  621'de Medine'li 12 Müslüman Hz. Muhammed'e biat etti. Hicret  622 yılında Mekke'li Müslümanlar artan baskıdan kurtulmak ve İslamiyet'i yaymak amacıyla Mekke'den Medine'ye göç ettiler. Medine'liler de Akabe Biat'ından sonra Müslümanlar'ı kendi şehirlerine çağırmışlardı. Hicret sonunda İslamiyet daha güvenli bir ortamda yayılma olanağı buldu. Hicret sonunda Medine halkı üç gruba ayrıldı: Muhacirler, Ensar ve Yahudiler. Siyasi ve askeri bakımdan Hz. Muhammed'in liderliği kabul edildi.   Hz. Muhammed'in Savaşları

CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI

  CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI Cahiliye Dönemi : Bilgisizlik, gerçegi tanımama. İslâm , tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan 'da İslâmiyet 'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlami ile Hz. İsa 'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana " cahiliyye " devri adı verilmistir. Cahiliyye, insanın Allah'ı gereği gibi tanımaması, ona kulluk etmekten uzaklaşması, onun ilâhî hükümlerine değil de kişinin kendi hevâ ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düsüncelere inanmasıdır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Onlar hâlâ Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Mâide, 5/50) buyurulur. İslâm'ın hakim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Çünkü ilâhî bilginin kaynağından yoksun olan ortamlardır. Islâm'in gelisinden önceki dönemde yasayan müsrikler Allah'a isyan etmis onun hükümlerine sirt çevirmis bir ...