Ana içeriğe atla

EBÛ MÜSLİM HORASÂNÎ (756)


Emevilerin yıkılışı ve Abbasilerin iktidarı ele geçirişi sırasında, unutulmaz başarı ve zaferler kazanarak İslâm tarihinin önemli simalarından biri haline gelen Ebû Müslim'in, son derece zeki, cesur, dikkatli, soğukkanlı, acımasız ve teşkilatçı bir kimse olduğu söylenmiştir. Nitekim o, Abbasilerin iktidarı için bütün hayatını ortaya koymuş, Horasan bölgesinde çok büyük bir askeri güç oluşturup Emevileri mağlup etmiş ve bağlı bulunduğu insanlara tam bir sadakatle hizmet ederek devletin en etkili kişilerinden biri haline gelmiştir. 

Ne var ki kazandığı güç ve iktidar, halifeleri bile gölgede bırakmaya başlayınca, öteden beri kendisine düşmanlık hissi besleyen Halife Mansur tarafından, bir çok yalan vaadler ve sözlerle Medayin Sarayı'na çağrılmış; yanındaki az sayıda askeriyle halifenin bulunduğu yere gelen ve huzurun a çıkan Ebû Müslim, orada, Mansur'un kendisine ağır hakaretler yapmaya başladığını duyunca şaşırmış ve nihayet sinirlenerek; "Ben Allah'tan başka hiç kimseden korkmuyorum!" diye bağırmıştır. 
Bu arada halife, ellerini birbirine çarparak odaya daha önce gizlenmiş olan adamlarına işaret vermiş ve onlar bütün şiddederiyle Ebû Müslim üzerine çullanıp, vücudunu delik deşik etmişlerdir. Hadise 756 yılının Ocak ayında vuku bulmuştur. Cesedi bir kilime sarıldıktan sonra bir kaç gün bekletilen Ebû Müslim'in adamlarına da, onun sarayda bir süre daha istirahat edeceği, dağılmaları gerektiği söylenmiştir. 
Öldürüldüğü öğrenilince bütün Horasan'da isyanlar patlak vermisse de Abbasiler zor kullanarak ve çok kan dökerek bu isyanları bastırmayı başarmışlardır. 
Aslında kendisi de hedefine ulaşmak için büyük katliamlar gerçekleştirmiş bir asker olan Ebû Müslim, daha sonra efsanevî bir kahraman haline getirilerek hem İran ve Irak'ta, h e m de Anadolu'da anılmaya devam etmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed'in Hayatı

Muhammed (Arapça: مُحَمَّد, Arapça telaffuz: [muħammad]; y. 570 - 8 Haziran 632 ), dünyanın en kalabalık ikinci dini olan İslam'ın kurucusu ve merkezî figürü olan dinî, askerî ve siyasi Arap liderdir .  Arap Yarımadası 'nın tamamını ele geçirerek Müslüman hâkimiyetini tek bir yönetim altında birleştirmiş ve böylece İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'ın yanı sıra, öğretileri ile uygulamalarını güvence altına alarak İslami dinî inancın temelini oluşturmuştur.  Müslümanlar tarafından Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin daha sonradan tahrif edilmiş tek tanrılı dinlerini onaran ve tamamlayan kişi ve Allah 'ın insanlara gönderdiği son peygamber olduğuna inanılır. Hat sanatında "Muhammed" adının yazılışı. Sol taraftaki küçük yazıda ise "Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun" cümlesi yer almaktadır. Doğum : Muhammed bin Abdullah (Arapça: مُحَمَّد بنِ عَبد الله) 570 yılında  Mekke, Hicaz, Arabistan (günümüzde Suudi Arabistan ) ...

İSLAMİYET'İN DOĞUŞU

İSLAMİYET'İN DOĞUŞU Dünyanın Durumu  Arap Yarımadası 'nın kuzeyinde Bizans İmparatorluğu , Doğu'da Sasani Devleti , Mısır 'da Romalılar, Orta Asya 'da Göktürk Devleti , Avrupa 'da Kavimler Göçü sonrasında Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştı.   Arap Yarımadası'nın Durumu Arap yarımadası; Uzak Doğu, Afrika ve Akdeniz ülkeleri arasındaki ticaret yolu üzerinde köprü görevi yapmaktaydı. En yaygın din çok tanrılı putperestlikti. Bu dinin en büyük putları olan Lat, Menat, Hubel ve Uzza, Hz. İbrahim'in yapmış olduğu Kabe'de bulunmaktaydı. Arap Yarımadası'nın en önemli bölgesi; Mekke ve Medine'nin de içinde bulunduğu Hicaz bölgesiydi. Mekke'ye V. yüzyıldan itibaren Hz. İsmail soyundan gelen Kureyş Kabilesi hakimdi.  Hz. Muhammed Dönemi  Hz. Muhammed'in Doğuşundan İlk Vahye  Hz. Muhammed 570 yılında Mekke'de dünyaya geldi. 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi. 610 yılında Hz. Cebrail, kendisine Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetlerini getirdi...

CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI

  CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI Cahiliye Dönemi : Bilgisizlik, gerçegi tanımama. İslâm , tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan 'da İslâmiyet 'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlami ile Hz. İsa 'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana " cahiliyye " devri adı verilmistir. Cahiliyye, insanın Allah'ı gereği gibi tanımaması, ona kulluk etmekten uzaklaşması, onun ilâhî hükümlerine değil de kişinin kendi hevâ ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düsüncelere inanmasıdır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Onlar hâlâ Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Mâide, 5/50) buyurulur. İslâm'ın hakim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Çünkü ilâhî bilginin kaynağından yoksun olan ortamlardır. Islâm'in gelisinden önceki dönemde yasayan müsrikler Allah'a isyan etmis onun hükümlerine sirt çevirmis bir ...