Ana içeriğe atla

Fatımilerden El-Hakim'in Tahta Çıkışı


El-Azik'in Mısır'daki zenginlik ve huzur dolu idaresinden (975-96) sonra sıra 11 yaşındaki oğlu el-Hakim'e (h. 996-1021) ve uzun bir huzursuzluk dönemine gelmişti. El-Hakim daha sonra tuhaf, keyfi ve gaddarca politikaları ile tanınacaktı; muhtemelen akli dengesi yerinde değildi. Kamu hayatını etkileyen beyanatlarında ifrat ile tefrit arasında gidip gelmekteydi. Dini zulümleri Hristiyan ve Yahudilere olduğu kadar Sünni Müslümanlara yönelikti.

Her şeyden öte, günden güne daha aşırı İsmaili bir tavır takınarak sonunda, mensuplarını gerçekten kendi Hanlığına inandıkları Dürzi dininin çıkmasına neden olan ilahlık iddiasına başladı.

Not: Bu yeni mezhebin kurucusu ve isim babası, 1017'de Buhara'dan Mısır'a gelen ve ilahi ruhu Hz. Ali ve İmamlar vasıtasıyla el-Hakim'e intikal ettiğini ve vaazlar vermeye başlayarak onu ilahlaştıran, Muhammed bin İsmail el-Darazi (ö. 1019) adında İranlı bir İsmaili idi. Onun vaazları halk arasında karışıklıklara sebep oldu ve el-Darazi, ilkel dağlıların öğretilerine olumlu karşılık verdiği Lübnan dağlarına kaçtı. Bugüne kadar gelebilmiş olan Dürzilik inancı, Lübnan ve Suriye'de yoğun olan, Arapça konuşan, kapalı ve birbirine sıkınca bağlı bir topluluktur. Mensupları, dinlerinin öğretileri gözleme eğiliminde olduklarından, Dürzilik inancıyla ilgili bilgilerin doğruluğu kesin değildir; aslında, Dürzilerin çoğunluğunun kendileri de dinleri hakkında yüzeysel bilgilere sahiptir. Halk, oranı yüzde on olan ukal (bilgeler veya bilenler) ile cuhal (cahiler) şeklinde iki guruba bölünmüştür. Dürzilerin, inançlarında olduğu gibi, Sünni ve Şiilerinkilere benzemeyen kendi gelenekleri vardı. Bunlar hala Allah'ın yarı deli el-Hakim'in vücuduna girdiğine ve dünyanın son zamanlarında tekrar döneceğine inanırlar. Dürzilerin Müslüman kabul edilmesi çok zordur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAMİYET'İN DOĞUŞU

 İSLAMİYET'İN DOĞUŞU Dünyanın Durumu  Arap Yarımadası'nın kuzeyinde Bizans İmparatorluğu, Doğu'da Sasani Devleti, Mısır'da Romalılar, Orta Asya'da Göktürk Devleti, Avrupa'da Kavimler Göçü sonrasında Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştı.   Arap Yarımadası'nın Durumu Arap yarımadası; Uzak Doğu, Afrika ve Akdeniz ülkeleri arasındaki ticaret yolu üzerinde köprü görevi yapmaktaydı. En yaygın din çok tanrılı putperestlikti. Bu dinin en büyük putları olan Lat, Menat, Hubel ve Uzza, Hz. İbrahim'in yapmış olduğu Kabe'de bulunmaktaydı. Arap Yarımadası'nın en önemli bölgesi; Mekke ve Medine'nin de içinde bulunduğu Hicaz bölgesiydi. Mekke'ye V. yüzyıldan itibaren Hz. İsmail soyundan gelen Kureyş Kabilesi hakimdi.  Hz. Muhammed Dönemi  Hz. Muhammed'in Doğuşundan İlk Vahye  Hz. Muhammed 570 yılında Mekke'de dünyaya geldi. 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi. 610 yılında Hz. Cebrail, kendisine Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetlerini getirdi. Ona il...

Hz. Muhammed Dönemi

Hz. Muhammed Dönemi  Hz. Muhammed'in Doğuşundan İlk Vahye  Hz. Muhammed 570 yılında Mekke 'de dünyaya geldi.  25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi.  610 yılında Hz. Cebrail , kendisine Kur'an-ı Kerim 'in ilk ayetlerini getirdi.  Ona ilk inananlar, eşi Hz. Hatice, amcasının oğlu Ali, Mekke'li tüccarlardan Ebubekir ve azat ettiği kölesi Zeyd'di.  621'de Medine'li 12 Müslüman Hz. Muhammed'e biat etti. Hicret  622 yılında Mekke'li Müslümanlar artan baskıdan kurtulmak ve İslamiyet'i yaymak amacıyla Mekke'den Medine'ye göç ettiler. Medine'liler de Akabe Biat'ından sonra Müslümanlar'ı kendi şehirlerine çağırmışlardı. Hicret sonunda İslamiyet daha güvenli bir ortamda yayılma olanağı buldu. Hicret sonunda Medine halkı üç gruba ayrıldı: Muhacirler, Ensar ve Yahudiler. Siyasi ve askeri bakımdan Hz. Muhammed'in liderliği kabul edildi.   Hz. Muhammed'in Savaşları

CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI

  CAHİLİYYE DÖNEMİ VE FİL VAKIASI Cahiliye Dönemi : Bilgisizlik, gerçegi tanımama. İslâm , tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan 'da İslâmiyet 'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlami ile Hz. İsa 'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana " cahiliyye " devri adı verilmistir. Cahiliyye, insanın Allah'ı gereği gibi tanımaması, ona kulluk etmekten uzaklaşması, onun ilâhî hükümlerine değil de kişinin kendi hevâ ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düsüncelere inanmasıdır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Onlar hâlâ Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Mâide, 5/50) buyurulur. İslâm'ın hakim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Çünkü ilâhî bilginin kaynağından yoksun olan ortamlardır. Islâm'in gelisinden önceki dönemde yasayan müsrikler Allah'a isyan etmis onun hükümlerine sirt çevirmis bir ...